Danimarka’da yürütülen çığır açan bir araştırmada, kanser ile Tip 2 diyabet arasında derin bir ilişki keşfedildi. Kopenhag Üniversitesi’nin öncülük ettiği bu çalışma, her iki hastalıkta da merkezi bir rol oynayan insülin direncine dikkat çekiyor. Araştırma kapsamında, kanserli 187 hasta ve kansersiz 154 bireyin yer aldığı 15 farklı çalışmadan toplanan veriler titizlikle analiz edildi.

Araştırmanın bulguları gözler önüne serildiğinde, kanser hastalarının sağlıklı bireylere göre belirgin bir şekilde yüksek insülin direncine sahip oldukları ortaya çıktı. Tip 2 diyabet hastalarında sıkça rastlanan bu durum, kanser hastalarında en az diyabet kadar şiddetli bir seyir izliyor. İnsülin direncinin, kan şekeri seviyelerinin düzenlenmesinde kritik öneme sahip olduğu göz önüne alındığında, bu sonuçlar büyük endişe yaratıyor.

Peki, kanser hastaları için insülin direncinin bu kadar önemli olmasının sebebi nedir? İnsülin direnci, kanser hücrelerinin büyümesini teşvik edebilir çünkü insülin, bir büyüme hormonu gibi hareket edebilir. Bunun yanı sıra, insülin direnci kas proteininin yıkımını tetikleyerek, zaten kanserin getirdiği pek çok zorlukla başa çıkmaya çalışan hastalar için kas kütlesi ve güç kaybını artırabilir. Bu, ciddi bir sağlık sorunu oluşturur.

Çalışmada, kanser hastalarında gözlenen artmış insülin direncine neden olan çeşitli faktörler incelenmiştir. Bunlar arasında, kanserin kendisi, kemoterapi gibi tedavi yöntemleri ve obezite ile fiziksel aktivite eksikliği gibi hem kanser hem de insülin direncinde ortak risk faktörleri yer almaktadır.

Araştırmanın sonuçları, insülin direncinin belirlenip tedavi edilmesinin, kanser tedavisinde önemli bir yer tutabileceğini göstermektedir. Bu durum, hasta sonuçlarını iyileştirebilir ve kanserin nüks etme riskini azaltabilir. Ayrıca, araştırma, daha kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarının ve fiziksel aktivitenin önemini vurgulayarak, kanser hastalarında insülin direncinin altında yatan sebepleri anlamak ve hedefe yönelik tedaviler geliştirmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Acta Oncologica dergisinde yayımlanan bu çalışma, insülin direncinin sinsi doğasına dikkat çekerken, görünüşte normal kan şekeri seviyelerine sahip kanser hastalarında dahi sürekli bir izleme ihtiyacını ortaya koyuyor. Bilim dünyası, metabolik işlev bozuklukları ve kanser arasındaki ilişkileri daha detaylı inceledikçe, bu bulguların hastalıklar arasındaki karmaşık ilişkileri yönetmek adına daha etkili tedavi ve stratejilere yol açması bekleniyor.


Önemli noktalar
Metabolik işlev bozukluğu kanser nüks oranlarını artırır ve kanserli hastalarda sağ kalımı azaltır.

İnsülin direnci, metabolik işlev bozukluklarının kritik bir nedenidir.

Bugüne kadar, kanser hastalarında insülin direncini araştıran kapsamlı bir araştırma derlemesi yapılmamıştır.

Bu meta-analizde, çeşitli kanserleri olan hastaların belirgin şekilde insüline dirençli olduğunu bulduk.