Magnezyum, insan vücudunda çok çeşitli fizyolojik ve patolojik süreçleri düzenleyen hayati bir iyon olarak rol oynar. Özellikle yaşlılıkta magnezyum eksikliği oldukça yaygındır ve bu durum, yaşa bağlı birçok kronik hastalıkla ve düşük derecedeki kronik inflamasyon ile ilişkilendirilmiştir. Bu tür inflamasyon “inflamaging” olarak adlandırılır ve yaşlanma sürecinde önemli bir faktördür.

Magnezyum yetersizliği, inflamatuar belirteçlerin ve serbest radikallerin aşırı üretilmesi gibi kronik inflamatuar durumları tetikleyebilir. Bu bağlamda, magnezyum eksikliğinin, yaşlanma ve yaşlanmaya bağlı hastalıklar arasındaki ilişkiyi açıklayan önemli aracılardan biri olarak düşünülebileceği öne sürülmektedir.

Yaşlanmanın belli başlı özellikleriyle, örneğin genomik istikrarsızlık, telomer kısalması, epigenetik değişiklikler, proteostaz kaybı, düzensiz besin algılama, mitokondriyal disfonksiyon, hücresel yaşlanma, kök hücre tükenmesi, hücreler arası iletişimde bozulma, otofaji bozukluğu, disbiyoz ve kronik inflamasyon gibi, magnezyumun ilişkisine dair kanıtlar mevcuttur. Bu ilişkiler, magnezyumun insan sağlıklı yaşam süresi üzerinde olumlu etkilere sahip olabileceğini düşündürmektedir.

Yaşamın farklı evrelerinde magnezyum dengesini korumanın, sağlıklı yaşlanmayı destekleyen güvenli ve ekonomik bir yöntem olabileceği hipotezi üzerinde durulmuştur. Bu konuda daha derinlemesine araştırmalar yapılması gerektiği ve gelecekteki çalışmaların bu hipotezi daha fazla aydınlatması umulmaktadır.

Yaşlılık ve Magnezyum ilişkisi

Magnezyum, hücresel süreçler için vazgeçilmez bir mineraldir ve oksidatif fosforilasyon süreçleri, 600’den fazla enzimatik reaksiyon, enerji üretimi, nükleik asitlerin sentezi ve stabilitesi, protein sentezi ve karbonhidrat metabolizması dahil birçok süreç için temel bir rol oynar. Uygun bir magnezyum durumu, insan vücudundaki organlar ve sistemler için esastır. Yaşlılıkta magnezyum eksikliği yaygındır ve çeşitli yaşa bağlı kronik hastalıklarla ilişkilendirilmiştir.

2013 yılında Lopez-Otin ve arkadaşları tarafından yaşlanmanın 9 belirtisi önerilmiştir; bunlar

genomik istikrarsızlık,

telomer aşınması,

epigenetik değişiklikler,

mitokondriyal disfonksiyon,

proteostaz kaybı,

düzensiz besin algılama,

hücresel yaşlanma,

kök hücre tükenmesi

ve hücreler arası iletişimde bozulmadır.

Yaşlanma biyolojisi üzerine yapılan araştırmalar, bu önerme temelinde önemli ölçüde ilerleme kaydetmiştir. Gerçekten de, otofaji, mikrobiyom bozulması ve inflamasyon gibi yeni yaşlanma belirtileri, orijinal olanlara eklenmiştir. Yaşlanma sürecinin altında yatan mekanizmaların ve olası değiştirilebilir belirleyicilerin anlaşılmasındaki ilerlemeler, mümkün olan en sağlıklı yaşlanmaya nasıl ulaşılabileceği konusunda içgörüler sunabilir.

Mağnezyum ve hücre dengesi:

Magnezyum, yaşayan hücrelerdeki en bol bulunan iki değerlikli katyon olup, insan vücudunda potasyumdan sonra en yaygın ikinci hücre içi katyon ve kalsiyum, sodyum ve potasyumdan sonra tüm vücutta dördüncü en yaygın mineraldir. Sayısız enzimatik reaksiyonun yapısal ve katalitik işlevlerinde vazgeçilmez bir kofaktör olarak görev yapar; oksidatif fosforilasyon reaksiyonları, enerji üretimi, protein sentezi, nükleik asit sentezi ve stabilitesi, glikoliz için gereklidir. Magnezyum aynı zamanda hücre membranları arasında diğer iyonların aktif taşınması için de önemlidir; kas kasılmasını, normal kalp ritmini ve nöron uyarılabilirliğini modüle eder.

Magnezyum, esas olarak hücre içi bir iyon olup (%98), sağlıklı koşullarda serum seviyeleri (toplamın %2’si) diyetle alınan magnezyum, bağırsak absorpsiyonu ve ekskresyonu, böbrekten atılım, kemik depolanması ve çeşitli vücut dokularının gereksinimleri arasındaki dinamik bir denge sayesinde dar bir limit içinde tutulur.

Magnezyum eksikliğinin en sık nedenleri şunlardır:

  1. Düşük Diyet Magnezyum İçeriği: Batı diyetlerinde sıkça görülen, magnezyum açısından yetersiz gıdaların tüketimi.
  2. Artmış İdrarla Atılım: Böbreklerin çeşitli nedenlerle magnezyumu fazla miktarda atması, bu durum bazı ilaçların (örneğin, diüretikler) kullanımıyla ilişkili olabilir.
  3. Azalmış Bağırsak Absorpsiyonu: Çeşitli patolojik (örneğin, Crohn hastalığı gibi inflamatuar bağırsak hastalıkları) ve iyatrojenik (bazı ilaç tedavileri nedeniyle) koşullar bağırsaklardan magnezyumun emilimini azaltabilir.
  4. Yaşlanma: Yaşın ilerlemesiyle birlikte, magnezyumun emilimi ve vücuttaki düzenlenmesi etkilenebilir, yaşlı yetişkinlerde magnezyum eksikliği daha sık görülebilir.
  5. Kronik Hastalıklar: Diyabet, hipertansiyon ve bazı kalp hastalıkları gibi kronik hastalıklar, magnezyum dengesini bozabilir ve eksikliğe neden olabilir.
  6. Alkol Kullanımı: Aşırı alkol tüketimi, magnezyum eksikliğine yol açabilir, çünkü alkol bağırsaklardan magnezyum emilimini azaltabilir ve böbreklerin magnezyumu atmasını artırabilir.

Yaşlanmanın Belirgin Özellikleriyle Magnezyum Bağlantıları

  1. DNA Sorunları ve Magnezyum: Yaşlandıkça, DNA’mızda daha fazla hasar ve anormallik oluşur. Magnezyum, DNA’nın doğru şekilde kopyalanmasına ve düzgün çalışmasına yardımcı olur.
  2. Telomerler ve Magnezyum: Hücrelerimiz bölündükçe, DNA’nın ucundaki telomer adı verilen bölümler kısalır. Bu, yaşlanmanın bir işaretidir. Magnezyum, bu telomerlerin sağlıklı kalmasına yardımcı olabilir.
  3. Gen Değişiklikleri ve Magnezyum: Yaşlandıkça genlerimizde bazı değişiklikler olur. Magnezyum, genlerin düzgün çalışmasını sağlayarak bu değişiklikleri yönetmeye yardımcı olur.
  4. Mitokondri ve Magnezyum: Mitokondri, hücrelerimizin enerji üreten fabrikalarıdır. Yaşlanma, bu fabrikaların zarar görmesine yol açabilir. Magnezyum, enerji üretiminde önemli bir rol oynar.
  5. Proteinler ve Magnezyum: Yaşlanırken, vücudumuzdaki proteinlerin düzgün çalışması zorlaşır. Magnezyum, proteinlerin doğru şekilde katlanmasına ve işlev görmesine yardımcı olur.
  6. Besin Algısı ve Magnezyum: Yaşlandıkça vücudumuz besinleri farklı algılar. Magnezyum, insülin duyarlılığını etkileyerek diyabet riskini azaltabilir.
  7. Hücresel Yaşlanma ve Magnezyum: DNA hasarı onarılamadığında, hücreler yaşlanır. Magnezyum eksikliği, hücresel yaşlanmanın bazı belirtilerine neden olabilir.
  8. Kök Hücreler ve Magnezyum: Kök hücreler, vücudumuzun tamir işlerinde kritik rol oynar. Magnezyum, bu hücrelerin sağlıklı kalmasına yardımcı olur.
  9. Hücreler Arası İletişim ve Magnezyum: Yaşlandıkça hücreler arası iletişim bozulabilir. Magnezyum, hücrelerin birbirleriyle iletişim kurmasına yardımcı olan önemli bir destekçidir.
  10. Otofaji ve Magnezyum: Otofaji, hücrelerin kendini temizleme sürecidir. Magnezyum, bu sürecin düzgün çalışmasına yardımcı olur.
  11. Bağırsak Sağlığı ve Magnezyum: Bağırsaklarımızdaki mikropların dengesi, yaşlandıkça değişir. Magnezyum, bağırsak sağlığını destekleyerek bu dengenin korunmasına yardımcı olur.
  12. İnflamasyon ve Magnezyum: Yaşlandıkça vücudumuzda iltihaplanma artar. Magnezyum, iltihaplanmayı azaltarak kronik hastalıkların riskini düşürebilir.

KAYNAK: https://www.mdpi.com/2072-6643/16/4/496