Nature Metabolism dergisinde yayınlanan farelerden ve insanlardan elde edilen verileri içeren bir çalışmaya göre, yüksek laktat seviyeleri, kanserin başlangıcını takiben kaşeksi (hastalığa bağlı kilo kaybı) gelişmesine yol açabilir.

Kaşeksi , vücut yağının ve kas kütlesinin kaybıyla karakterize edilen metabolik bir sendromdur ve kanser hastalarının yaklaşık %50-80’ini etkiler . Bu durum yaşam kalitesinin bozulmasına ve kanser tedavilerine karşı toleransın azalmasına neden olur ve kanser ölümlerinin %20’sinden sorumludur. Önceki araştırmalar, kanserin konakçının metabolizmasını ve belirli metabolik ürünlerin düzeylerini önemli ölçüde değiştirebileceğini göstermişti; ancak kaşeksinin nasıl ve neden oluştuğu ve nasıl tedavi edilebileceği bilinmiyor.

Yeni yapılan bir araştırma, kanser kaşeksisi olan hastaların ve farelerin kanındaki metabolit düzeylerini taradılar ve vücut ağırlığı kaybının derecesi ile ilişkili olan yüksek laktat düzeylerini belirlediler.

Bunu daha ayrıntılı olarak araştırmak için, yazarlar farelere insan kanser hücreleri yerleştirdiler ve yüksek laktat seviyelerinin, beyaz yağ dokusu üzerindeki GPR81 reseptörü yoluyla artan esmerleşme ve lipoliz (yağ parçalanması) dahil olmak üzere beyaz yağ dokusunun (vücut yağı) kapsamlı dönüşümünü tetikleyebileceğini buldular .

Laktatın bu reseptöre bağlanabildiğini ve hücreler içindeki sinyalleri aktive ederek yağ dokusundaki metabolik aktiviteyi arttırdığını, bunun da yağ ve kas kütlesinin ve sonunda vücut ağırlığının kaybını başlattığını gösteriyorlar. Yazarlar ayrıca GPR81’in inhibe edilmesinin farelerde tümör büyümesini sınırlandırdığının görüldüğünü vurgulamaktadır.

Yazarlar, bulgularının, laktatın kaşeksi gelişiminde bir rolü olabileceğini ve reseptörü GPR81’in hedeflenen ablasyonunun, kanser kaşeksisinin tedavisi için potansiyel bir terapötik strateji olabileceğini gösterdiğini ileri sürmektedir; ancak daha fazla araştırmanın gerekli olduğunu belirtiyorlar.