Yeni bir araştırmaya göre, yemek yemeyi 8 saatlik bir aralıkla sınırlayan kişilerin kardiyovasküler hastalıktan ölüm riski neredeyse iki katına çıkıyor. Ama hikayenin daha fazlası var.

  • Bu hafta büyük bir kardiyoloji konferansında sunulan bir çalışma, zaman kısıtlamalı beslenmeyi artan kardiyovasküler ölüm riskiyle ilişkilendirdi.
  • Çalışma, ortalama sekiz yıllık takip süresine sahip, iki günlük, kişisel olarak bildirilen diyet verilerine dayanıyordu.
  • Diğer araştırmacılar, çalışmanın sınırlamalarının kapsamlı sonuçlara varmayı zorlaştırdığını söylüyor

Bu hafta Chicago’da gerçekleşen Amerikan Kalp Derneği konferansında sunulan ön araştırmaya göre, zaman kısıtlı yeme olarak adlandırılan bir tür aralıklı oruç tutan kişiler – özellikle de her gün sadece sekiz saatlik bir zaman aralığında kalori tüketenler – tipik 12 ila 16 saatlik bir zaman aralığına sahip kişilere kıyasla kardiyovasküler hastalıklardan ölme risklerini neredeyse iki katına çıkarıyor.
Çin’in Şanghay kentindeki Şanghay Jiao Tong Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde epidemiyoloji ve biyoistatistik bölümü profesörü ve başkanı olan kıdemli çalışma yazarı Victor Wenze Zhong, bir basın açıklamasında bu bulgular karşısında “şaşırdık” diyor.
Sonuçlar kesinlikle dikkat çekicidir. Ancak bunun gözlemsel bir çalışma olduğunu, dolayısıyla zaman kısıtlı yemenin kardiyovasküler ölüme neden olduğunu değil, bir ilişki olduğunu bulduğunu belirtmek önemlidir.

Bilim insanları, çalışmanın sonuçlarını sorgulatan ek uyarılar olduğunu söylüyor.

Çalışmadaki insanlar ne tür yiyecekler yedi? Analiz henüz hakemli bir tıp dergisinde yayınlanmadığı için önemli ayrıntılar henüz mevcut değil.

Çoğunlukla bir ay ila bir yıl gibi nispeten kısa bir takip süresiyle sınırlı olan önceki araştırmalar, zaman kısıtlamalı beslenmenin kan basıncı, kan şekeri, kolesterol seviyeleri ve aşırı kilo veya obezite dahil olmak üzere çeşitli kardiyometabolik sağlık ölçümlerini iyileştirdiğini ortaya koymuştur.

Yeni çalışmada, 2003-2018 yılları arasında her yıl yapılan Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketlerine katılan yaklaşık 20.000 ABD’li yetişkinden yıllarca toplanan bilgiler (sekiz yıl medyan takip süresi, en fazla 17 yıl) kullanılmıştır.

Kayıttan kısa bir süre sonra katılımcılar, önceki 24 saat içinde ne yediklerini hatırlamalarını isteyen iki anket doldurdular. Araştırmacılar, kişileri yeme aralıklarının uzunluğuna göre 8 saatten az ile 16 saat arasında değişen beş kategoriden birine yerleştirdi.

Bilim insanları daha sonra sağlık durumlarını takip etmek için deneklerle yıllarca tekrar görüştü.

Araştırmacılar yaş, ırk, etnik köken ve hastalık geçmişi gibi çok sayıda faktörü kontrol ettikten sonra şu sonuca varmışlardır:

Yemek yeme sürelerini günde sekiz saatten daha az bir süreyle kısıtlayan kişilerin kardiyovasküler hastalıklara (özellikle kalp hastalığı ve felç) bağlı ölüm riski, 12 ila 16 saat arasında yemek yiyen kişilere kıyasla yüzde 91 daha yüksekti.
Mevcut kalp hastalığı olan kişiler arasında, günde 8 ila 10 saatlik bir yeme penceresi, kardiyovasküler hastalıktan ölüm riskinin yüzde 66 daha yüksek olmasıyla ilişkilendirilmiştir.
Yemek yeme süresinin kısıtlanması, herhangi bir nedenden kaynaklanan genel ölüm riskini azaltmamıştır.

Chicago’daki Illinois Üniversitesi’nde kinesiyoloji ve beslenme profesörü olan Krista Varady, “Araştırmacıların 20 yıllık bir süre boyunca sadece iki günlük diyet alım verilerine sahip olduğu düşünüldüğünde sonuçların son derece abartıldığını düşünüyorum – denekler çalışmanın diğer 7.300 gününde ne yiyordu?” diyor. Çalışmada yer almayan Dr. Varady, obezite hastalarında kilo kaybı ve metabolik hastalıkların azaltılması için aralıklı oruç konusunda kapsamlı araştırmalar yapmıştır.

Gardner ayrıca sadece iki günlük verilere dayanarak insanları yeme penceresi gruplarına ayırmayı da sorunlu buluyor. “Bir günden daha iyi, ancak yine de çalışmadaki birçok kişinin yanlış sınıflandırılmış olması muhtemel. İlk yılda birden fazla gün ve sonraki yıllarda ek diyet verileri daha iyi olurdu” diyor.